Bir Çilingir sofrası kuralım.
Bir Çilingir sofrası kuralım istedim... Nasılsa hepimiz bir araya gelip keyif yapamıyoruz. Burda kuralım soframızı... Dileyenler eksik kalan mezeleri ilave etsinler, dileyenler çıkartsın... Ama hem keyif yapalım hemde bilmediklerimizi öğrenelim. (Bana bir kelime öğretenin kölesi olurum)
Masamıza önce buz gibi soğutulmuş rakımızı, suyumuzu ve buzumuzu alalım... Bir de billur renkli sızma ZEYTİNYAĞImızı... Belki arzularsınız üstüne kekik, kırmızı biber ve bir kaç damla limon ekleyip ekmeğinizi batırmayı... Eskiler rakıya başlamadan önce mutlak yüksük kadehle zeytinyağı içerlermiş... Belki de böyle yapmak istersiniz... Çilingir sofrasında, mezelerin şahı tabii ki çok iyi bir beyaz peynir (Tercihen dinlendirilmiş Ezine peyniri) ve mevsimine göre mis gibi topatan kavunu... Varsayalım ki bir de küçük bir bahçemiz var...
Hayal bu ya... Körpelerinden salatalık, kıpkırmızı domates, çıtır çıtır yeşil sivri biber, birkaç kök taze soğan, taze nane, maydanoz, tere, roka, toprak kokusuna kendine has baharlı kokusunu karıştıran kırmızı turpları kopartıp yıkayıp suları üstünde bir tabağa alıp koyalım önümüze ki gözlerimiz ve damağımız bayram etsin...
Ardından ateş üstünde yeteri kadar közlenip dövülerek mis gibi kokusu çıkmış, sirkede yatıp tuzunu atmış halis zeytinyağı içinde uskumru çirozu, torik lakerdası yanında kırmızı soğanı ile ve tuzlu sardalye balığı, üşenilmeden yapılmış tarama ve ançüez ezmesi de varsa inanın hem göze, hem burnunuza hem de dilinize eşsiz hazlar katar.
Közde pişip, çatalla zeytinyağını ve limonu kararında yedirilerek ezilmiş patlıcan salatası, taptaze kuzu beyni limonlu, zeytinyağlı, bol maydanozlu, elle incecik kesilip piyatanın üstüne yatırılmış kuş gönü pastırma, ılık ılık tencereden helmelenmiş olarak çukurca bir tabağa alınıp, üstüne kereviz yaprakları kıyılmış Ermeni pilakisi, süzme yoğurla yapılan taze naneli, dereotlu cacık, taze asma yaprağında bol taze soğanlı, naneli dereotlu ekşili yalancı dolma...
Bir de illa ki topik olacak mezeler arasında topik nedir bilmez çoğu gençler. Topik öyle bir mezedir ki Ermenilere hastır ama bizimkiler de çok sever Yahudi’si, Rum’u, Çerkez’i de bayılır topiğe… Demlenmeler devam ederken sıcak mezeler arz-ı endam eder efendim... Arnavut ciğeri soğan piyazı ile sıcak pazı sarması, tereyağında koç yumurtası ve uykuluk, çıtır çıtır kıraça ile gümüş balığı, kırmızı turplu bir iki tane kızarmış tekir…
İçi yumuşacık dışı altın rengi balık köftesi…Ve ev sahibi olan hepimizin özel mezesi ile son bulur... Ya üstüne ağız tadı kalacak ne isterdiniz???
Az şekerli kahveler de külde zaten kabarmak üzere...
Yedikleriniz, içtiğiniz rakılar yarasın efendim...
2 Mayıs 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder